Kalça eklemini oluşturan uyluk kemiğinin boyun kısmında ya da boynun daha altında yer alan ve trokanterik bölge olarak adlandırılan kısımda meydana gelen kırıklara kalça kırığı adı verilmektedir. Bu kırıklar daha çok yaşlılık döneminde görülmektedir. Ortalama yaşam süresi uzadıkça kemik erimesi de buna paralel olarak artmakta ve bu tip kırıklar daha sık görülmektedir. Özellikle yaşı ilerlemiş olan kişileri tehdit eden kalça kırıkları; uzun süreli bakım gerektirmekte, sosyal ve ekonomik yaşamı olumsuz yönde etkilemektedir.
Bir kalça kırığının iyileşmesi; kişinin sahip olduğu ameliyatın türüne göre değişmekle berabere kişinin hareketliliğine, yaşına ve genel sağlık durumuna da bağlıdır. Birçok kişi fizik tedavi ve diğer müdahalelerle 6-9 ay içinde işlevselliğini yeniden geri kazanır.
Kalça kırığı, uyluk kemiğinin üst bölgesi olan femurda gerçekleşen bir kırılmadır. Kalça kırıklarının çoğu yaşlı kişilerde görülür veya araç kazası ya da merdivenden düşme gibi olayların sonucu olarak ortaya çıkar.
Her yıl Amerika Birleşik Devletleri'nde 300.000'den fazla insan kalça kırığı yaşamaktadır. Kalça kırığı; şiddetli ağrıya neden olabilir ve böyle bir durumda acil tedavi gerekir. Kalça kırığı tedavisi genellikle ameliyatı ve ardından takip edilmesi gereken bir iyileşme programını içerir.
Kalça kırığı şiddetli ağrıya neden olabilir. Bu ağrıyı mümkün olan en kısa sürede gidermek için tedaviye hemen başlamak oldukça önemlidir.
Kalça kırıkları, yüksek ölüm oranına sahiptir. Kalça kırığı yaşadıktan sonraki bir yıl içindeki ölüm oranları %18-31'dir. Cerrahi müdahale, bu ölüm oranını düşürmeye yardımcı olabilir.
Ameliyat ve rehabilitasyon gibi zamanında yapılan tedaviler, kişinin hastanede kalış süresini kısaltmaya da yardımcı olabilir. Hızlı tedavi, aşağıdaki durumlardan kaçınmalarına yardım edebildiği için özellikle yaşlı insanlar için faydalıdır:
Kalça kırığı cerrahisinde doktorlar ya kırığı onaracak ya da kalçanın tamamını veya bir kısmını değiştirecektir.
Ameliyattan sonra doktorlar hastaya, mümkün olan en kısa sürede hareket kabiliyetini ve özgürlüğünü geri kazanmasına yardımcı olmak için bir iyileşme veya rehabilitasyon programı sunar.
Hastanın ameliyattan sonra hastanede kalış süresi, genel durumuna ve hareketlilik düzeyine bağlı olacaktır. Genel olarak sağlıklı kişilerin hastanede kalış süresi yaklaşık olarak 1 hafta civarındadır.
Ameliyattan sonraki gün multidisipliner bir sağlık ekibi hasta ile çalışmaya başlar. Fizyoterapistler, kan pıhtısı ve pnömoni gibi komplikasyonlarla ilgili riskleri azaltmak için kişinin mümkün olan en kısa sürede hareket etmeye başlamasına yardımcı olacaktır. Kişinin bacağına ne kadar ağırlık verebileceği konusunda ona tavsiyeler verecek ve bu yönde egzersizler önereceklerdir.
İlk hareketlenmeler şunları içerebilir:
Fizyoterapistler ayrıca hastaya, iyileşme sırasında giyinme ve banyo yapma gibi günlük aktivitelerini nasıl yönetecekleri konusunda da talimat vereceklerdir.
Doktorlar, ağrılarını azaltmak için hastayla birlikte çalışırlar. Genellikle ameliyattan sonraki ilk birkaç saat içinde damar yoluyla verilen ağrı kesici ilaçlar uygulayacak ve ardından oral ilaçlara geçeceklerdir. Bu ilaçlar şunlar olabilir:
Hastaneden taburcu olduktan sonra kişi eve dönebilir veya kısa süreli bakım için bir rehabilitasyon merkezine yatırılabilir. Hasta bir rehabilitasyon merkezine yatarsa, fizyoterapistler bağımsız bir şekilde yürümeye başlayıp eve dönene kadar ona daha fazla egzersiz yapması konusunda yardımcı olacaktır. Bazı insanlar dışarıdaki bir tesiste fizik tedaviye katılacak kadar güçlü olana kadar, rehabilitasyon sırasında onlara yardımcı olması için evde bir fizyoterapiste veya bakıcıya ihtiyaç duyabilir.
İyileşme dönemindeki metabolizmanın ihtiyaçlarını karşılamak için bir diyetisyenden bilgi almak gerekebilir. Araştırmalar, besin alımını optimize etmenin, insanların metabolik tepkilerini düzenleyerek daha hızlı iyileşmelerine yardımcı olabileceğini göstermektedir. Bu da iltihaplanmayı azaltmaya ve bağışıklık sisteminin fonksiyonunu iyileştirmeye yardımcı olur. İyileşme sırasında doğru beslenme, ayrıca yara iyileşmesine de yardımcı olabilir. Kalça kırığı sonrası iyileşme döneminde olanların protein açısından yüksek ve aynı zamanda bol miktarda meyve ve sebze içeren bir diyet ile beslenmeleri önerilir.
İyileşme süresi kişiden kişiye değişebilir. Total kalça protezi olan bir kişi tüm ağırlığını hemen taşıyabilirken, dahili fiksasyon almış bir kişi birkaç hafta boyunca kendi ağırlığını taşıyamayabilir.
Kişinin normal faaliyetlerine devam etmesi için gereken süre şunlara bağlı olarak değişir:
2019 yılında yapılan bir çalışmada, 65 yaş ve üstü kişilerde kalça kırıklarından sonraki iyileşme zaman çizelgesi araştırıldı. Araştırmacılar, insanların genel olarak 6 ay içinde veya bazı durumlarda 9 ay içinde işlevsel olarak iyileştiğini buldu. Bilişsel olarak bozulmuş, bakım evinde yaşayan, yaşlı ve kadın olan kişilerin iyileşmesinin genellikle daha uzun sürdüğü görüldü.
Doktorunuz size evde devam etmeniz için, hareketliliğinize ve form durumunuza bağlı olarak değişen, kişiselleştirilmiş bir iyileşme programı sunacaktır.
Aktivite: Hasta, fizyoterapistinin sağladığı fiziksel aktivite talimatlarını izlemelidir. Bu aktiviteler aşağıdakilerden oluşabilir:
Diyet: Doğru beslenme, özellikle yaşlı insanlarda ameliyatın neticesini iyileştirme konusunda yardımcı olabilir. Hastalar, iyileşme aşamasında alkol almamalı ve iyileşme sürecindeki ekleme baskı yapmaktan kaçınmak için makul bir kiloyu korumaya çalışmalıdır. Doktorunuz, vitamin ve demir takviyesi almanızı önerebilir. Hastalar, diyetlerine neleri dahil etmeleri gerektiği konusunda bir doktor veya diyetisyenle görüşmelidir.
İlaç tedavisi: Kalça ameliyatından sonra iyileşme sürecinde olan kişiler, tüm ilaçları doktorlarının reçete ettiği şekilde almalıdır. Bu ilaçlar genellikle aşağıdakileri içerir:
Yara bakımı: Evde yara bakımı için aşağıdakilere dikkat etmek önemlidir:
Buz uygulaması ve yüksekte tutma: Hastalar, kalça kırığı ameliyatından sonra 6 aya kadar şişlik yaşayabilir. Şişliği azaltmak için bacağın altına bir yastık veya rulo halinde bir battaniye koyarak bacak hafifçe yükseltilebilir ve buz torbası uygulanabilir. Doğrudan cilde buz uygulamaktan kaçınılmalı ve bunun yerine uygulama öncesinde buz torbasının etrafına ince bir bez sarılmalıdır.
Ameliyattan sonra hasar riskini azaltmak için aşağıdakilere dikkat edilmelidir:
Bir enfeksiyon veya kan pıhtısı belirtisi görülürse mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Enfeksiyon belirtileri şunlardır:
Bir kan pıhtısının belirtileri aşağıdakiler gibi olabilir: