Otonomik Disrefleksi Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir? başlıklı makalemizde konuya dair detayları inceleyeceğiz. Otonomik disrefleksi, otonom sinir sisteminin aşırı tepki vermesini içeren tehlikeli bir sendromdur. Diğer semptomlara ek olarak kan basıncında ani ve şiddetli bir yükselmeye neden olur. Omurilik yaralanması geçirmiş kişiler en fazla risk altında olanlardır. Otonomik disrefleksi acil tedavi gerektirir.
Otonomik disrefleksi, otonom sinir sisteminin ağrılı duyusal girdiye anormal, aşırı tepki vermesini içeren potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir sendromdur. Genellikle altıncı torasik omurda (T6) veya üzerindeki bir omurilik yaralanmasından sonra meydana gelir.
Torasik omurga, omurganın orta bölümüdür. Boynun tabanında servikal omurganın altında başlar ve kaburgaların altında biter. Omurganın en uzun bölümüdür. Torasik omurga T1'den T12'ye kadar etiketlenmiş 12 omurdan oluşur.
Otonomik disrefleksinin ana belirtisi ani ve şiddetli yüksek kan basıncıdır (hipertansiyon) ve ana semptomu baş ağrısıdır.
Otonomik disrefleksi vakalarının çoğu ilk olarak omurilik yaralanmasından iki ila üç ay sonra spinal şok ve nörojenik şok çözüldükten sonra ortaya çıkar. İnsanlar genellikle yaşamları boyunca birden fazla atak geçirirler. Duyarlı kişilerde (örneğin T6 seviyesinde veya üzerinde omurilik yaralanması geçirmiş kişilerde) günde 40 defaya kadar ortaya çıkabilir.
Otonomik disrefleksi için diğer isimler şunlardır:
Otonom sinir sistemi, vücudun hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu aşağıdaki gibi otomatik işlevleri kontrol eden genel sinir sisteminin bir parçasıdır:
Otonom sinir sistemi, her biri kendi işine sahip üç bölüme ayrılır:
Otonomik disrefleksi sırasında vücut, hasarlı omuriliğin altında bir yerde sempatik sinir sistemi refleksini tetikleyen hoş olmayan veya zararlı bir uyaran algılar. Başka bir deyişle, semantik sinir sistemi tehlikede olduğunu düşünür ve buna göre tepki verir. Bu, vücudun alt kısmında (bacaklar ve karın) yaygın vazokonstriksiyon (kan damarlarının daralması) ile sonuçlanır ve bu da kan basıncının artmasına neden olur.
Normalde kan basıncındaki artış parasempatik sinir sistemini uyararak barorefleks nedeniyle vücudun her yerinde vazodilatasyon (kan damarları genişlediğinde) ile bunu düzeltir. Ancak omurilik yaralanmışsa, parasempatik yanıt omurilik lezyonunun altına inemez. Bu nedenle vücudun sadece üst kısmı (omurilik hasarının üstü) vazodilatasyon yaşar. Sempatik tepki nedeniyle vücudun alt kısmında devam eden vazokonstriksiyon, tehlikeli derecede yüksek kan basıncına yol açar.
Otonomik disrefleksi yaşayan kişilerin tipik olarak vücutlarının farklı bölgelerini etkileyen semptomlara sahip olmalarının nedeni de budur. Örneğin, omurilik yaralanması seviyesinin üzerindeki vücut kısımlarında (yüz, boyun ve kollar gibi) normalden daha kırmızı, terli bir cilde ve yaralanma seviyesinin altındaki vücut kısımlarında (alt gövde ve bacaklar gibi) soluk, soğuk ve kuru bir cilde sahip olabilirler.
Otonomik disrefleksi en sık T6 seviyesinde veya üzerinde omurilik yaralanması geçiren kişileri etkiler ancak bu yaralanmaya sahip tüm kişilerde otonomik disrefleksi gelişmez.
Omurilik, beyin ve vücudun geri kalanı arasındaki mesajları iletir. Meninks adı verilen doku katmanları ve bir omur sütunu (omurga kemikleri) omuriliği çevreler ve korur. Omurilik yaralanmalarının çoğu omurlara gelen ani ve travmatik bir darbeden kaynaklanır. Kırılan kemikler daha sonra omurilik atardamarındaki kan akışını sıkıştırarak omuriliğe ve yerel sinirlere zarar verir. Nadir durumlarda bir yaralanma omuriliği tamamen koparabilir veya yarabilir.
Omurilik yaralanmasının seviyesi ne kadar yüksekse ve yaralanma ne kadar tamsa (yırtılmışsa), otonomik disrefleksi gelişme riski de o kadar yüksektir. Servikal (boyun) veya yüksek torasik omurilik yaralanması olan kişilerin %90'ı otonomik disrefleksiye yatkındır.
T6 veya daha yüksek omurilik yaralanması olan hamile kişiler, doğum sırasında bir otonomik disrefleksi atağı geliştirme açısından özellikle risk altındadır.
Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl yaklaşık 17.000 kişi omurilik yaralanması geçirmektedir. Omurilik yaralanmaları en çok servikal ve torasik bölgelerde görülür. Bu omurilik yaralanması bölgeleri kişiyi otonomik disrefleksiye en duyarlı hale getirir.
Otonomik disrefleksi, T6 seviyesinin üzerinde omurilik yaralanması olan kişilerin %48 ila %70'inde gelişir.
Otonomik disrefleksi belirtileri değişkenlik gösterebilir ve genellikle aniden ortaya çıkar. Otonomik disrefleksinin ilk belirtisi tipik olarak çoğu kişinin zonklama olarak tanımladığı şiddetli bir baş ağrısıdır. Bunun nedeni kan basıncındaki ani ve şiddetli artıştır.
Otonomik disrefleksi ayrıca aşağıdaki belirtilere de neden olabilir:
Bu belirtileri yaşayanların mümkün olan en kısa sürede tıbbi yardım alması gerekir.
Otonomik disrefleksinin en yaygın nedeni omurilik yaralanmasıdır. Otonomik disrefleksili kişilerin sempatik ve otonom sinir sistemleri belirli uyarım türlerine aşırı tepki verir.
Tipik olarak omurilik yaralanması seviyesinin altındaki zararlı bir viseral uyarım, kan damarlarında yaygın daralmaya (vazokonstriksiyon) neden olan büyük bir sempatik refleksi tetikler. Zararlı bir uyaran, dokuya gerçekten veya potansiyel olarak zarar veren ve ağrıya neden olması muhtemel olan ancak aslında ağrıya neden olmayabilecek herhangi bir şeydir. Bu, kaşınamayan bir kaşıntıdan aşırı dolu bir mesaneye kadar her şey olabilir.
Diğer durumlar kişiyi otonomik disrefleksiye duyarlı hale getirebilir ancak otonomik disrefleksinin ortaya çıkma olasılığı çok daha düşüktür. Bunlar şunları içerir:
Otonomik disrefleksiyi tetikleyen en yaygın zararlı uyaranlar aşağıdakileri etkileyen sorunları içerir:
Kişide otonomik disrefleksi geliştirme riski varsa, tüm olası tetikleyicilerin farkında olması önemlidir. Böylece bunları önlemeye çalışabilir ve/veya otonomik disrefleksi semptomları yaşarsa bunları hızla düzeltebilir.
Mesane sorunları otonomik disrefleksinin en yaygın tetikleyicisidir. Otonomik disrefleksi vakalarının %85'inden sorumludurlar. Çoğu zaman bunun nedeni, idrarın vücuttan dışarı çıkmasına izin vermeyen ve aşırı dolu bir mesaneye (mesane distansiyonu) yol açan bir şeydir.
Bu genellikle Foley sonda ile ilgili bir sorundan kaynaklanır, örneğin bir bükülme veya tıkanıklık gibi, ancak aşağıdakilerden de kaynaklanabilir:
Bağırsak sorunları otonomik disrefleksinin en yaygın ikinci tetikleyicisidir. Aşağıdakiler nedeniyle aşırı gerilmiş bir bağırsak otonomik disrefleksiyi tetikleyebilir:
Bağırsaklardaki diğer tahriş edici maddeler de otonomik disrefleksiyi tetikleyebilir:
Cilt sorunları otonomik disrefleksinin en yaygın üçüncü tetikleyicisidir. Bu kategoride aşağıdakiler de dahil olmak üzere birkaç olası tetikleyici vardır:
Otonomik disrefleksiyi teşhis edebilecek tek bir test yoktur, bu nedenle doktorlar teşhisi büyük ölçüde kişinin aşağıdaki durumlarına dayandırır:
Kişide otonomik disrefleksi semptomları varsa ve omurilik yaralanması geçirmediyse, doktor tam bir sinir sistemi muayenesi yapacak, ayrıca tıbbi muayene gerçekleştirecek ve semptomların nedenini belirlemek için testler isteyecektir.
Bu testler şunları içerebilir:
Otonomik disrefleksi için tedavinin ilk adımı, kişiyi bacakları sarkacak şekilde dik oturtmak ve sıkı giysileri veya daraltıcı cihazları çıkarmaktır. Bu, kan basıncını düşürmeye yardımcı olacaktır.
Otonomik disrefleksi ataklarının çoğu tetikleyici (uyarıcı) ortadan kaldırıldığında geçer. Bu nedenle, tedavinin bir sonraki adımı, ilaç veya tıbbi prosedürler kullanmadan önce mümkünse tetikleyiciyi belirlemek ve ortadan kaldırmaktır.
Doktorların tetikleyici uyaranı nasıl kontrol ettiklerine ve/veya düzelttiklerine dair örnekler şunları içerir:
Otonomik disrefleksi öyküsü olan çoğu kişi bu konuda oldukça bilgilidir ve bir tedavi planı uygulamaya hazırdır. Kişinin kendisi veya doktoru tetikleyici uyaranları bulamazsa ve ilk manevralar kan basıncı seviyelerini iyileştirmezse, kan basıncını düşürmek için acil tedavi gereklidir. Böyle bir durumda 112 Acil Çağrı Merkezi aranmalı veya acil tıbbi yardım alınmalıdır.
Kan basıncını düşürmek için nitratlar, hidralazin, labetalol veya nifedipin gibi hızlı etkili ilaçlara ihtiyaç olacaktır. Tedavi sırasında sağlık ekibi hayati belirtileri izleyecek ve kan basıncı seviyesini sık sık kontrol edecektir.
Otonomik disrefleksiyi önlemek her zaman mümkün değildir. Ancak kişide omurilik yaralanması varsa, özellikle de T6 seviyesinde veya üzerindeyse, aşağıdakiler otonomik disrefleksiyi önlemeye yardımcı olabilir:
Otonomik disrefleksinin seyri genellikle aşağıdaki durumlarda iyidir:
Hızlı ve uygun tedavi görmeyen ciddi otonomik disrefleksi vakalarının aşağıdakiler dahil ciddi sonuçları olabilir:
Neyse ki otonomik disrefleksiden dolayı ölüm nadirdir.
Kişinin kendisinin ve sevdiklerinin otonomik disrefleksi ataklarını belirleme sürecine dahil olması gerekecektir. Otonomik disrefleksi semptomları hissedilmeye başlandığı anda oturarak tedaviye başlanmalıdır. Kişi düşmeyeceğinden, kendini incitmeyeceğinden veya bilincini kaybetmeyeceğinden emin olmak için yardım çağırmalıdır. Kişinin kendisi veya yardım aldığı kişiler tetikleyiciyi bulamazsa veya tedavi çözümleri işe yaramazsa 112 Acil Çağrı Merkezi aranmalıdır.
Ayrıca otonomik disrefleksiyi bilmeyen birinin hastaya yardım etmesinin gerekmesi ihtimaline karşı, tedavi terapilerini (doktor reçete etmişse) ve otonomik disrefleksiyi açıklayan bilgileri içeren bir acil tedavi paketi taşımak da önemlidir.
Kişi otonomik disrefleksi atakları geçirdiyse, tekrar olması ve yardım çağıracak vaktin olmaması ihtimaline karşı doktorunu, varsa bakıcısını ve yakınlarını durum hakkında bilgilendirmek gerekmektedir.
Otonomik disrefleksi potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir sendromdur. İyi haber ise genellikle buna neden olan tetikleyiciyi ortadan kaldırarak veya düzelterek durumu tedavi etmenin mümkün olmasıdır. Kişi otonomik disrefleksi yaşamaya yatkınsa, kendisinin ve yakınlarının bu konuda her şeyi öğrenmesi önemlidir, böylece belirtilerin nasıl tanımlanacağı ve otonomik disrefleksinin hemen nasıl tedavi edileceği bilinebilir. Tetikleyicileri önlemenin yolları hakkında doktorla konuşulmalıdır.
Gebe Okulu Nedir?
Vertebroplasti Nedir? Hangi Durumları Tedavi Eder? Yan Etkileri Nelerdir?
Lisfranc Yaralanması Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?
Açık Redüksiyon ve İç Sabitleme (ORIF) Nedir? Kimlere Uygulanır? Faydaları Nelerdir?
Bilek Ağrısı Neden Olur? Nasıl Tedavi Edilir?
Osteoporoz Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?
Bacak Kırıkları Neden Olur? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?
Bilek Kırıkları Neden Olur? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?
Subungual Hematom Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?
Medial Tibial Stres Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?