"Yaşlanma Belirtileri İlk Olarak Göz Çevresinde Görülür"

  • Ana Sayfa
  • "Yaşlanma Belirtileri İlk Olarak Göz Çevresinde Görülür"
“YAŞLANMA BELİRTİLERİ İLK OLARAK GÖZ ÇEVRESİNDE GÖRÜLÜYOR”

Otuzlu yaşların başlarından itibaren göz kapağı ve çevresinde başlayan sarkmalar, torba oluşumları, kırışıklıklar hem estetiksel olarak istenmeyen görüntülere yol açabilmekte, hem de yıllar geçtikçe artan tüm bu değişimler, gözü açmayı zorlaştırararak, baş ağrısına neden olabilmekte.

Özel Medicabil Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ali Atakhan Yıldız, göz çevresinde istenmeyen bu yorgun, sağlıksız ve yaşlı görünümün sebepleri ve göz çevresi estetiği ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Yrd. Doç. Dr. Ali Atakhan Yıldız, “Göz çevresi estetiği, hem kadınlarda hem de erkeklerde en sık yapılan yüz gençleştirme operasyonlarındandır” dedi.

“Göz kapaklarında yığılmalar gözü açmayı zorlaştırıyor”

Göz kapağı ve çevresinin, yüzde yaşlanma belirtilerinin ilk olarak görülmeye başlandığı bölgeler olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Ali Atakhan Yıldız, “Otuzlu yaşların başlarından itibaren üst göz kapağında yığılma ve sarkmalar, alt göz kapaklarında göz kapaklarında göz altı yağ dokusunun dışarı doğru fıtıklaşması ile torbalanmalar başlar. Göz kapağının boyu uzar, mimiklere bağlı olarak göz kenarlarında ‘kaz ayağı’ denilen kırışıklar görülür. Yine aynı yaşlarda göz altlarında çökmeler ve morluklar gelişebilir. Göz altı torbaları ile yanağı ayıran ve ‘gözyaşı oluğu’ adı verilen bir hat oluşur. Üst göz kapaklarındaki yığılmalar gözü açmayı zorlaştırabilir. . Bu yığılmalar nedeniyle kaşlarından yardım alan ve sürekli kaşlarını kaldıran kişilerde, alın çizgilerinde derinleşme ve baş ağrıları oluşabilir. Yıllar geçtikçe artan tüm bu değişimler; yorgun, sağlıksız ve yaşlı bir görünüme yol açar” diye konuştu.

Genç ve dinamik görünüm hedefleniyor

Göz kapaklarına yönelik estetik ameliyatlar ile yığılmaların, sarkmaların, çökmelerin, morarmaların ve kaz ayağı denilen kırışıklıkların giderilmesini ve bu sayede genç ve dinamik bir görünüm sağlanmasını hedeflediklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Ali Atakhan Yıldız, “Göz çevresi estetiğinde, üst göz kapağı kaşlar ve alınla birlikte, alt göz kapağı ise yanakla birlikte değerlendirilir. Üst göz kapaklarındaki fazla deri çıkarılarak yığılma ve sarkmalar giderilir, gerekiyorsa kaşlar kaldırılır. Göz kapaklarında düşüklük varsa, göz kapağını kaldıran kaslar kısaltılarak kapaklar kaldırılır. Gözlerde çöküklük varsa yağ verilerek dolgunlaştırılabilir. Alt göz kapağında ise bozulmuş olan göz kapağı ve yanak ilişkisi düzeltilir. Alt kapakta torbalanmış olan yağlar çıkarılıp yanak üzerine taşınır. Gerekiyorsa yanağa ve göz çevresine yağ enjeksiyonları yapılır. Tüm bu işlemler tek tek yapılabileceği gibi yüz gençleştirme ameliyatının bir parçası olarak da gerçekleştirilebilir. Göz çevresi estetiği, hem kadınlarda hem de erkeklerde en sık yapılan yüz gençleştirme operasyonlarından biridir. Başarılı bir cerrahi girişim, genç, dinamik ve sağlıklı bir görünüm sağlar" şeklinde konuştu.

Göz kapağı estetiğine genellikle 35 yaşından sonra gereksinim duyulduğunu belirten Yıldız, “Üst göz kapağı yapısal olarak fazla etli ve düşük olan veya göz kapağında belirgin torbalanması olan kişilerde daha erken yaşta ameliyat gerçekleştirilebilir.  Bu operasyon 1 – 2 saat sürebilir. Anestezi sonrası üst göz kapaklarında doğal çizgileri üzerinden, alt göz kapağında ise kirpiklerin hemen altından kesiler yapılır. Bu kesilerden girilerek deri, alttaki yağ ve kas dokusundan ayrılır. Fıtıklaşan yağ dokusu düzeltilir, fazlalık kas ve deri dokusu çıkarılır. Önceden bu ameliyatta yağ dokusu çıkarımı yapılmaktaydı, ancak modern cerrahide yağ dokusunun mümkün olduğunca korunması amaçlanmaktadır. Alt göz kapaklarında deri fazlalığı olmaksızın yağ-kas torbacıkları varsa, göz kapağının içinden, görünen bir skor bırakmadan kesi yapılır. Bu genellikle daha elastik derili genç hastalara uygulanır" ifadelerini kullandı.

“Ameliyattan 1 hafta sonra işinize dönebilirsiniz”

Göz kapakları üzerine uygulanan pansumanla ameliyatın tamamlandığını belirten Özel Medicabil Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ali Atakhan Yıldız, ameliyat sonrasında yaşanan gelişmeleri ise şöyle sıraladı: “İlk iki günde her iki göz kapağı ve çevresi şişer. Bu şişliklerin ve oluşacak morlukların azaltılması amacıyla cerrahi sonrası ilk gün gözlere buz uygulanır. Bununla birlikte antibiyotik, ağrı kesici ve şişlik azaltıcı ilaç tedavileri uygulanır. Gözde kuruluk hissi ve batmaların giderilmesi için ilk beş gün göz damlası kullanılır. Ameliyattan sonra 1 hafta boyunca, yatarken baş yukarıda olmalıdır. Ameliyattan dört ya da beş gün sonra dikişler alınabilir. Bir haftalık dinlenmeden sonra da kişi işine başlayabilir. İlk 1-2 hafta fazla gözyaşı, ışığa hassasiyet, bulanık görme gibi geçici rahatsızlıklar olabilir. İlk birkaç hafta güneş ışığı, rüzgar gibi uyarıcı etkenlere karşı göz oldukça duyarlı olur bu nedenle dış ortamda mutlaka güneş gözlüğü takılmalıdır.”